Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ortaokulda istismar

Birgün'ün ve başka bazı haber organlarının haberine göre Sivas'ın bir ilçesinde bulunan bir ortaokulda bir hizmetli kız öğrencileri elle taciz etmiş. Birçok kız çocuğunun elle tacizi yıllarca sürmüş. Öğretmenler dilekçe yazarak Milli Eğitim'e durumu bildirmişler. İlk yargılamada tacizci 26 yıl ceza almış, daha sonra taciz sarkıntılık boyutunda kaldığı gerekçe gösterilerek hizmetli beraat ettirilmiş. Olayı ortaya çıkaran öğretmenlerden biri hizmetlinin yakınları tarafından saldırıya uğradığında kendisini sopayla savunduğunda karşı tarafı yaraladığı için hapis cezasına mahkum edilmiş.   Bu olayda düşünülmesi gereken birçok nokta var. En öncelikli düşünülmesi gereken konulardan biri asıl olayda mağdur olan kız çocuklarıdır. Hepimizin ailesi var, ve ailemizde kız çocukları var, yoksa bile zamanında zamanında kız çocuğu olmuş olanlar var. Ailemizdeki bu insanların veya sevdiklerimizin okula gittiklerinde biri tarafından elle taciz edilmesini hangimiz olağan karşılayabiliriz? Kar...
En son yayınlar

"Aylak adam" saçmalığı

 Yusuf Atılgan'ın aylak adamı birçok tutarsız betimlemeler ile dolu. Karanlık ortamda yapılan kadınların makyajlarına dair yorumları okuduğunuzda tutarsızca yazılmış betimlemeleri rahatlıkla hissedebilirsiniz. Tabii ki kitabın kusurları bununla bitmiyor. Postmodernizmin anlam bulamayan yapısı kitabın her tarafına sinmiş durumda. Ne çocuklardan bahsederken onların güzelliğine değinilmiş ne de doğadan bahsederken onun muhteşemliğine dair bir iki kelime edilmiş. Etmek zorunda değil diyebilirsiniz ama her tarafı üstten yargılmalarla dolu bu eserin çocuklara veya doğaya dair hiç bir güzel şey bulunmayışından yargılamalarının yersizliğini anlamak daha kolay olduğu için bunları ifade etmek gerekiyor. Sevgililerden pardon kitapta gerçek sevgiye dair birşey olmadığı için böyle yazmamalıyım. Anlamsızca çiftleşmelerden bahsederken sevgiye dair her şeyden bihaber birinin saçma düşüncelerini neredeyse kusmak şeklinde döktüğünü rahatlıkla görebilirsiniz. Bir kadının halinden hiç mi anlamaz bir y...

Hamas, İsrail ve on emir

  Hamas bir süre önce İsrail'e roketli saldırısı düzenleyerek birçok insanı öldürdü ve birçok sivili kaçırdı. Bunda Hamas'ın farklı motivasyonları olabilir ama eninde sonunda bilinen bir gerçek var ki ne zaman İsrail'e karşı bir saldırı olsa İsrail buna karşılık vermektedir. Bu da demek oluyor ki İsrail'in Hamas'ın saldırısına karşılık vermesi neredeyse kesindi. Bunu bile bile Hamas'ın saldırı düzenlemesi İsrail'e bu zemini oluşturmayı baştan göze aldığı anlamına geliyor.  Bu durumun dışında silahlı saldırıların ölümden başka bir şey getirmeyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ve, İsrail ile Hamas arasında yaşanan çatışma durumlarından sonra neredeyse her zaman siviller zarar görmekteler. Kendi halkından sivillerin ve hepsinden önemlisi masum çocukların zarar göreceğini bile bile böyle eylemlere girişmenin sonucunun her zaman acı olduğu ortadayken, böyle eylemlere kalkışmak acılara davetiye vermekten başka bir şey değildir. Hamas ve benzeri düşüncedeki grupla...

Demokratik sistem ve kurumların özerkliği

  Ülkemizin birçok sorunu bulunmaktadır. İşsizlikten intihar edenler, geçinemeyenler, depremde hayatları alt-üst olanlar bu sorunların en ön plana çıkanlarının bir kısmıdır. Bu ve diğer sorunlarımıza çare bulmak zorundayız. Pekala bu çareyi bu sistem içerisinde nasıl bulabiliriz? Öncelikle her konunun ayrı ayrı düşünülmesi gerektiğini ve çarelerin her konunun özel koşullarına uygun şekilde değerlendirilmesi gereklidir. Bu yazı sadece olayın bir kısmını kapsayan bir çözüm önerisidir. Demokratik bir sistemde yaşıyoruz ve şu an Dünya üzerinde iyi bir hayatın mümkün olduğu ülkelerin neredeyse tamamı demokratik sistemle yönetiliyor. Bunun yanı sıra demokratik sistemi, insanın ister yaradılışından gelen olarak isterse de yaşam koşullarının doğal sonucu olarak düşünebileceğimiz özgür iradesine uygun bir sistem şeklinde görebiliriz. Zira demokratik sistemler dışındaki neredeyse her sistemde demokratik sistemle kıyaslayamayacağımız büyüklükte bir baskıdan ve zorlamadan b...

Devam etmeyi bilmek

  Hayat birçok farklı ögeden oluşur ve bizim hayatımız insan faktörünün kaçınılmaz olarak ayrılmaz şekildedir. İnsanlar yüzde yüz tahmin edilebilir değildir. Bazen en iyi tavra olumlu cevap vermezler, bazense hiç olmayacak gibi duran şeylere olumlu karşılık verebilirler. Bu durum bizim beklentilerimizin veya yapmak için çalıştıklarımızın çoğu zaman gerçekleşmemesine yol açabilir. Böyle bir hayatın içinde nasıl iyi bir şeyler yapılabilir? Öncelikle her şeyin olumlu sonuçlanmasının imkansız olduğunu kabul etmeliyiz. Bu durum en iyi şeyleri yaptığımız ve öyle olduğunu düşündüğümüz şeyler için de geçerlidir. Eğer en iyisini yaptığımızda da insanlar olumsuz tepki verebiliyorsa yapacağımız işlerin her şeyiyle dört dörtlük olması için çalışmak bizi içinden çıkamayacağımız durumlara sürükleyebilir. Hem bundan kaçınmayı hem de iyi şeyler yapabilmeyi bilmek zorundayızdır. Bu nasıl yapılabilir? İşin sırrı denemektir. Mükemmel yapmaya çalışmadan, yeterli düzeyde şeyler yaparak ...

Sorularla düşünmek (kısaltılmış)

Bu soruların amacı hatalı veya sorunlu davranışlar ile iyi, doğru veya güzel davranışları ayırt etmeye yardımcı olmaktır. Bireysel bir meditasyon olarak düşünülebilir. Aşağıdaki herhangi bir sorunun mutlak doğru bir cevabı yoktur. Bu sorular kişinin kendisinin değerlendirmesine ve karar vermesine yardımcı olmak içindir. (Daha fazla soru için uzun halini okuyunuz.) Aklına gelen hangi düşünceye kendini kaptırdın? Aklına gelenin yanlış olabileceğini düşündün mü? Aklına gelenin doğru olabileceğini düşündün mü? Öyle mi değil mi diye araştırmadan yaptığın şeyler var mı? Sorunu veya konuyu anlamadan rastgele düşüncelerin peşine takılıp yanlış yerlerde çözüm arıyor musun? Tepkisel tavırlarında dikkatli oluyor musun? Gereksiz yere açıklama yapmaya çalışıp durumu yanlış bir hale sokuyor musun? İşini çetrefilli hale sokacak şekilde davranıyor musun? Herhangi bir şekilde boş konuşanlarla muhatap oluyor musun? Gereksiz şeyler hayatının ne kadarını kaplı...

Zor zamanlarda yaşama tutunmak

  Bugün yaşadığımız durumda olduğu gibi bazen hayat ağır gelir. Yaşananlar o kadar ağırdır ki ne yapacağınızı bilemezsiniz. Nereye gideceğinizi bilemezsiniz. Tutunabilecek herhangi bir şey yokmuş gibi hissedebilirsiniz. Yaşamaya nasıl devam edebileceğinizi bırakın yaşamaya devam edebilir misiniz edemez misiniz ondan bile emin değilsinizdir. Ama yaşamaya devam etmemiz gerekir. Sevdiğimiz insanlar vardır, onların bize ihtiyacı vardır. Onlarla birlikte olmamıza, ellerini tutmamıza, onlara sarılmamıza ihtiyaçları vardır. Sevdiğimiz insan veya herhangi bir iyi insan birinin ona sarılmasına, elinin tutulmasına ihtiyaç duyarken biz orada olmazsak olmaz. Fiziksel olarak değile bile manevi olarak yanında olmalıyız. Kendimize yetmediğimizi düşünürüz. Hatta nefes alamadığımızı, göğsümüzün daraldığını hissederiz. Üzerimizde ağır bir yük olduğunu hissederiz. Ne yapacağız diye sorsa biri omuz silkmekten öteye gidemeyebiliriz. Bu kadar zorken bile, her şey olanca ağırlığıyla üzerimizdeyke...